Kamulaştırmasız El Atma Davası

Kamulaştırmasız el atma, iradenin ihtiyaç duyduğu özel mülkiyete ait taşınmazlara, malikin rızasına başvurmaksızın el koymasıdır. Taşınmazlar üzerinde kamulaştırma işlemi uygulamadan veya sürecin tamamlanmasından önce mülkiyet hakkının kullanılması engellenir. Taşınmazın bir kısmı veya tamamı fiilen ve sürekli olarak kamulaştırma usullerine aykırı şekilde tahsis edilir.

Kamu hizmetlerini uygulayan iradeler, gerektiği takdirde taşınmazlar üzerinde kamulaştırma yoluna gidebilir. Kamulaştırma işlemlerinde maliklere bedeli ödenmek koşuluyla taşınmazlar kamu yararına hizmete açılabilir. İrade 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda yer alan prosedürlere göre taşınmazlar üzerinde tek taraflı karar verebilir. Kamulaştırmasız el atmada ise maliklerin zararı karşılanmaksızın taşınmazların iradenin mülkiyetine geçirilmesi söz konusudur.

Kamulaştırma Kavramının Detayları

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ait 46. maddede “kamulaştırma” işlemine ayrıntılı bir şekilde değinilmiştir. Buna göre kamulaştırma işlemi ancak kamu yararının gerektirdiği hallerde uygulanabilir. Devlet ve kamu tüzel kişileri, taşınmazların gerçek karşılıklarını nakit ve peşin şekilde ödemekle yükümlüdür. Bazı durumlarda beş yılı aşmamak koşuluyla, eşit taksitler şekilde ödeme yapılması öngörülebilir.

Kamulaştırma; yol, köprü, sosyal tesis gibi kamu yararının gözetildiği inşalar veya altyapı çalışmaları için uygulanabilir. Plan ve proje çalışmaları referans gösterilerek gerekliliği kanıtlanmalı ve onay almalıdır. Malikin rıza göstermesi halinde satın alma usullerine bağlı olarak mülkiyetin devir işlemleri gerçekleşir. Diğer durumda ise irade ve mülk sahibi arasındaki hukuki süreç uzayabilir.

Kamulaştırmasız El Atma Çeşitleri

Kamulaştırmasız el atma işlemi, irade tarafından bilerek veya bilmeyerek gerçekleştirilmiş olabilir. Her ne olursa olsun mülk haklarının ihlal edildiği, kanun ve usullere aykırı bir uygulamadır. İrade, bütçe yetersizlikleri veya imar hukuku kaynaklı sebeplerle keyfi kararlar alabilmektedir. Bazı durumlarda ise malikin mülkiyeti üzerinde işlem yapmasının hukuken engellenmesi şeklinde kendisini gösterir.

Yargıtay hükümlerinde kamulaştırmasız el atma eyleminden söz edebilmek için geçmişte fiili bir işgal şartı aranmaktaydı. Ancak Yargıtay’ın 2010 yılında verdiği bir kararla birlikte hukuki el atma kavramı gündeme geldi. Bunu takiben kamulaştırmasız el atma, hukuki ve fiili olarak iki başlıkta incelenmeye başlandı.

A) Fiili El Atma

Fiili el atmalar 1956 tarihinden itibaren tanımlanmış bir kavram olup, sürekli ve kalıcı bir durumdur. Özel mülkiyet irade tarafından bedeli ödenmeksizin fiili olarak işgal edilmiştir. Kısa süreli ve geçici eylemler kamulaştırmasız el atma içerisinde değerlendirilmez.

Kamu kurumu, yetkisini kullanarak mülk sahibinin taşınmaz üzerindeki haklarını engeller. Örneğin; bir yapının inşa edilebilmesi için özel mülk imar planında kamuya ait olarak gösterilir. Özel mülk üzerindeki bir bina veya tesisin kamu hizmetine yönelik ayrılması şeklinde de gerçekleşebilir.

B) Hukuki El Atma

“İmar kısıtlılığı” olarak da bilinen hukuki el atma kavramı, 2010 yılından bu yana tanınmaktadır. Genel ifadeyle mülkiyet hakkı sahiplerinin idare tarafından alınan imar değişikliği kararı ile taşınmazlarını kullanmalarının engellenmesidir. Bununla birlikte kamulaştırmaya dair herhangi bir atılım da söz konusu değildir.

Hukuki el atmaların kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilebilmesi için 5 yıllık süre gereklidir. İrade, taşınmazın kamulaştırılması üzerine imar planı hazırlamış ancak buna uygun hareket etmemiştir. Alınan kararlar öngörülen süre içerisinde uygulanamamış ve mülkiyet hakkına hukuken el konulmuştur.

Kamulaştırmasız El Atma Durumlarında Yapılması Gerekenler

Kamulaştırmasız el atmalar, kamulaştırma hukukuna aykırı şekilde özel mülkiyetin işgalidir. Her ne olursa olsun mevzuatta yeri olmayan, dolayısıyla hukuki dayanaklardan yoksun bir durumdur. Buna karşı malikler, el atmanın önlenmesi veya sonlanması için dava açma hakkına sahiplerdir. Ayrıca haksız uygulama nedeniyle oluşan zararlar için tazminat davası açılabilir.

Görevli mahkemeler kamulaştırmasız el atmanın türüne bağlı olarak değişiklik gösterir. Fiili el atmalarda asliye hukuk mahkemeleri yetkiliyken, hukuki el atmalarla idare mahkemeleri ilgilenir. Hayattaysa tapu sahibi, vefat etmişse mirasçılar kamulaştırmasız el atmaya ilişkin davacı olabilir.

Kamulaştırmasız el atma davaları tamamen yaşanılan durumun detaylarına ve sürecin hangi aşamasında olunduğuna bağlıdır. Örneğin henüz fiili işgalin başlamadığı durumlarda idari işlemin iptali davası açılabilir. İmar planının iptali davası, bedel davası, tam yargı davası, ecri misil davası gibi başvurular yapılabilir.

Özel mülkiyetlerinin tamamı veya bir kısmı kullanılamaz hale gelmiş olabilir. Üzerinde bulunan ve gelir getiren ağaç veya ekinler tahribata uğramış olabilir. İradenin haksız işgali sırasında mülk sahibi, yaşadığı zararın karşılığının ödenmesi için tazminat davası açabilir. Haksız işgal sırasında yaşanan maddi zarar tespit edilecek, tespitin mümkün olmadığı durumlarda bedeli mahkeme belirleyecektir.

Kamulaştırmasız el atma davaları hakkında daha fazla bilgi almak için mağduriyetinizi iletişim sayfası üzerinden paylaşabilirsiniz.

Kamulaştırmasız El Atma Davası

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön